This is default featured slide 1 title
Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.This theme is Bloggerized by Lasantha Bandara - Premiumbloggertemplates.com.
This is default featured slide 2 title
Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.This theme is Bloggerized by Lasantha Bandara - Premiumbloggertemplates.com.
This is default featured slide 3 title
Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.This theme is Bloggerized by Lasantha Bandara - Premiumbloggertemplates.com.
This is default featured slide 4 title
Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.This theme is Bloggerized by Lasantha Bandara - Premiumbloggertemplates.com.
This is default featured slide 5 title
Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.This theme is Bloggerized by Lasantha Bandara - Premiumbloggertemplates.com.
Aksaray'da çalışan Psikiyatri Doktorları
Aksaray'da Çalışan Psikiyatriler
- Aksaray Eğitim Araştırma Hastanesinde 6 Psikiyatri Doktoru
Dr. Mücadele Erzengi
Dr. Şengül İLKAY
Dr. Telli KIRAÇ KURU
Dr. Semanur TÜRKPĞLU DİKMEN
Dr. Fatih AYGÜNEŞ
- Aksaray Eğitim Araştırma Hastanesinde 1 Çocuk Psikiyatri Doktoru
Dr. Halil KARA
- Özel olarak çalışan 1 Psikiyatri Doktoru vardır.
Dr. Ali İrfan GÜL (Özel Muayene yeri var)
Aksaray da Kabul ve Kararlılık Terapisi Eğitimi Verildi
Aksaray
Sağlık İl Müdürlüğü ve Psikososyal Destek Derneği işbirliği ile Aksaray Eğitim Araştırma
Hastanesi Psikiyatri Doktorlarından Şengül İLKAY eğitmenliğinde, Aksaray da çalışan psikiyatrist,
psikolog ve psikolojik rehber
danışmanlık öğretmenlerine sağlık il müdürlüğü eğitim salonunda Kabul ve
Kararlılık Terapisi (Acceptance and Commitment Therapy –ACT) eğitimi verildi. Dr. Şengül İLKAY ACT terapisinin deneysel verilerle desteklenen,
davranışçı gelenekten gelen bir psikoterapi yaklaşımının olduğunu ve
psikopatolojiyi kanıt destekli süreçlerle açıklamayı amaçlayan felsefi ve
bilimsel bir uğraşının sonucunda geliştirilmiş yeni bir tedavi tekniği
olduğundan bahsetti. Kabul ve kararlılık terapisinin danışmanlık sürecinde
kullanımını ve tekniklerini öğretti. Bu anlamda Türkiye’de kendisinin de içinde
yer aldığı bağlamsal bilimsel ve psikoterapiler derneğiyle çalışmalarını
anlattı. Eğitim sonunda katkılarından dolayı Psikososyal Destek Deneği (PSDD) başkanı
Uzm. Psikolog Hasan İNCE tarafından Dr. Şengül İLKAY’a plaket takdim edildi.
PSİKİYATRİ UZMANI DR. BASRİ KÖYLÜ 'İNTİHAR BİR ÇÖZÜM YOLU DEĞİLDİR'
İntiharın bir çözüm yolu, cesurca bir davranış şekli olmadığını söyleyen Aksaray Eğitim ve Araştırma Hastanesi Psikiyatri Uzm.Dr. Basri Köylü, mevsim itibarı ile intihar girişimlerinin artabileceğini söyledi.
Dünyada her 3 saniyede 1 kişinin intihar girişiminde bulunduğunu söyleyen Uzm.Dr. Basri Köylü, ülkemizde ise en çok intihar vakalarının 15-29 yaş aralığında yaşandığını açıkladı.
Kişileri intihara bir çok olumsuzlukların sürükleyebildiğini kaydeden Uzm.Dr. Basri Köylü açıklamasında şöyle dedi.
“İnsanlar en çok depresyon, psikolojik ve bedensel rahatsızlıklar, ekonomik sorunlar, aile içi ilişki problemi, iletişim sorunları, bağımlılık, dışlanma, şiddet, terk edilme ve yalnızlık, aile içi problemler, hayal kırıklıkları, işsizlik ve okulda başarısızlık nedeniyle intihar girişiminde bulunmaktalar” dedi.
AEAH Psikiyatri Uzmanı Dr. Köylü açıklamasında devamla şunları söyledi;
“İntihar, dünya üzerinde yaşanan ölüm olayları arasında ilk 10 sırada yer almakta ve gençler arasında en sık rastlanılan üçüncü ölüm nedenidir ve Dünya genelinde intihar oranları her yıl katlanarak artmaktadır. Dünyada her yıl yaklaşık 20 milyon intihar girişimi gerçekleşmekte ve bunun 1 milyonu ölümle sonuçlanmaktadır. Dünya Sağlık Örgütünün verilerine göre intihara bağlı ölümler dünya genelinde son 50 yılda %60 oranında artmıştır. Bu rakam ülkemiz içinde tehdit oluşturmaktadır. Ülkemizde her yıl yaklaşık 3 bin kişi intihar sonucu hayatına son vermektedir. Sanılanın aksine genç yaşta yaşanan intihar girişimleri en çok kadınlarda görülürken, ölümle sonuçlanan girişimler daha fazla erkeklerde görülür” dedi.
İNTİHAR GİRİŞİMİ KATLANARAK ARTIYOR
Dünyada intihar girişiminin her yıl katlanarak arttığını ve yılda yaklaşık 20 milyon insanın intihar girişiminde bulunduğunu açıklayan Uzm.Dr. Köylü;
“Günümüzde intihar girişimi bir çok sebebe bağlı olarak gerçekleşmektedir. Depresyon başta olmak üzere psikolojik rahatsızlıklar, ekonomik sorunlar, aile içi ilişki problemleri, iletişim sorunları, bağımlılık, dışlanma, şiddet, yalnızlık, aile içi problemler, okulda başarısızlık, işsizlik, hayal kırıklığı ve bedensel hastalıklar, sosyal destek eksikliği, bir yakınını kaybetme ya da ayrılma, dürtü sellik, göç etme, toplumsal olaylar en önemli sebepler arasında yer almaktadır. En büyük riski ise depresyon başta olmak üzere ruhsal hastalıklar oluşturmaktadır.
İntiharın tümü ile önünü geçmek mümkün olmasa da intiharı önleme çalışmaları ile intihar oranları, intihar davranışının yaygınlığı ile ilgili bilgiyi ve farkındalığı arttırmak ve toplumsal duyarlılığı artırmakla azaltılabilir. Araştırmalarda İntihar eden kişilerin %90’nında bir psikiyatrik rahatsızlık görülmüş, bu kişilerin 4’de 1’i bir sağlık kuruluşuna başvurmuşlardır. Risk taşıyan kişilerin erken tanınması ve bu yönde geliştirilecek bilinçlendirme programları hedef alınmalıdır. Bu konuda birçok kurum ortak çalışmalı ve risk altındaki kişilere ve kaybedilen kişilerin yakınlarındaki yıkıcı etkilere her an başvurabilecekleri krize müdahale servisleri, telefon ve internet servis hatları oluşturulmalıdır.
Medyada yayınlanan haberlerde intihara yol açan depresyon, madde bağımlılığı gibi hastalıkların tedavisinin olduğu vurgulanmalı ve nasıl yardım alınacağı konusunda bilgi verilmelidir. İntihar bir çözüm yolu, cesurca bir davranış, romantik ve gizemli bir davranış şekli ile gazetelerin ilk sayfalarında renkli ve resimli yer bulması, intihar şeklinin ayrıntılı olarak yazılması, intiharı özendirmekte ve kişileri intihara teşvik edebilmektedir. Bu nedenle medyada yer alan intihar haberlerinin fotoğrafsız ve ayrıntısız verilmesi daha uygun olacaktır” dedi.
Psikiyatri Uzmanı görevine başladı
Sağlık Bakanlığınca mecburi hizmet kapsamında Aksaray Eğitim ve Araştırma Hastanesi Psikiyatri Uzmanlığına atanan Dr. Fatih Aygüneş, görevine ve hasta kabulüne başladı.
Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesinden mezun olan Dr. Aygüneş, Psikiyatri uzmanlığını Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesinde tamamladı.
Uzm. Dr. Fatih Aygüneş’in görevine başlaması ile birlikte Aksaray Eğitim ve Araştırma Hastanesinde görev yapan psikiyatri uzmanı sayısı 5’e yükseldi..
AMATEM Polikliniği açıldı
27/02/2019
Aksaray Eğitim ve Araştırma Hastanesi Alkol ve Madde Bağımlılığı (AMATEM) Tedavi Polikliniği hizmete açıldı.
AMATEM Polikliniğinde, alkol bağımlılığı ve madde bağımlılığı tedavisi kapsamında eski hastane yerleşkesi, eski Göğüs Hastalıkları hastanesi binasında hizmet verilecek.
Konuyla ilgili bilgi veren İl Sağlık Müdürü Cengizhan Kılıçaslan, “AMATEM Tedavi Polikliniği tedavi amaçlı alkol ve uyuşturucu gibi kötü alışkanlıklardan kurtulmak isteyen bireylerin başvuruları sonucu kişilerin kendi istekleri ile tedaviler yapılmaktadır. AMATEM polikliniğinde zorunlu değil gönüllü olarak yapılan başvurulara yönelik bir hizmet sunulmaktadır. Bu nedenle polikliniklere başvuru sırasında kişilerin alkol veya madde kullanmamış olması veya alkol, madde etkisinde olmaması ve kendi isteği ile tedaviye karar verdiğini bildirmesi önemlidir. Bağımlılık tedavisinde başvuran kişilerin verilen randevuya gelmesi, tedavi protokolüne uyması ve tedavi motivasyonu, tedavinin başarısı için önemli unsurlardan biri olarak görülmektedir. Aksaray’da sağlık alanında çalışmalar devam etmekte olup halkın istek ve taleplerini değerlendirerek gerekli girişimler yapılmaktadır’’ dedi.
Aksaray Eğitim ve Araştırma Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Şengül İlkay ise, “AMATEM birimimiz haftada bir gün olarak hizmete başlayacak olup MHRS ve 182 üzerinden randevu ile hasta kabulü yapılacaktır. Hastalarımızın başvuru öncesi merkezimizden bilgi alarak başvuru sürecini detaylı şekilde öğrenmeleri gerekmektedir" diye konuştu. (İHA)
Ey Türk Genci Tehlikelere Karşı Uyanık Ol. Bağımlılığı Önleme Semineri
Ülkü Ocakları İl Başkanlığı tarafından düzenlenen “Damarlarındaki Asil Kanı Kirletme” konferansı MHP’nin 27. Dönem Aksaray Milletvekili Adayı Psikolog Aysun Hızlı Okur’un katılımı ile Aksaray Üniversitesi Merkez Konferans Salonunda düzenledi.
Çağımızın en önemli sorunu olarak kabul edilen madde bağımlılığı ve gençlerin madde bağımlılığına karşı korunması konusunda Aksaray Üniversitesinde gençlere konferans veren Psikolog Aysun Hızlı Okur ”Çağımızın en büyük sorunu olan madde bağımlılığı ve bu illetten gençlerimizin korunması için toplumun her kesimine büyük sorumluluklar düşüyor” dedi.
“Uyanık Olun!”
Özellikle gençlerin, ergenlik döneminde çok önemli bir geçiş süreci içinde oldukları için bu dönemde madde bağımlılığına yakalanmaması adına çevre ve aileye önemli görevler düştüğünü söyleyen Psikolog Aysun Hızlı Okur gençleri de uyanık olmaları konusunda uyardı. Toplumumuzda sıkça kullanılan ‘Bir defadan bir şey olmaz’ söyleminin çok yanlış bir söylem olduğunu belirten Okur “Madde bağımlılığı bir defadan sonra tekrar yapar ve kurtulmak zaman alır. Onun için arkadaş seçimleriniz, çevreniz ve aile bağlarınıza önem vermelisiniz” diye konuştu.
“Burada Olmaktan Onur Duyuyorum”
“Damarlarındaki Asil Kanı Kirletme” sloganıyla ülkemizde uyuşturucu ve madde bağımlılığına karşı bir savaş başlatıldığını da belirten Psikolog Okur “Böylesi önemli bir konuda ülke genelinde çalışma yapan Ülkü Ocaklarımızın anlamlı bir projesinde bulunmaktan onur duyuyorum” ifadelerini kullandı.
İlgiyle Takip Edildi
Konferansın sonunda Aksaray Ülkü Ocakları Başkanı Muhsin Arslan konferansa katılımından dolayı Psikolog Aysun Hızlı Okur plaket verirken, Psikolog Hasan İnce’ye ise plaketini Aksaray Üniversitesi Rektör Yardımcısı Hacı Murat Yılmaz takdim etti. Aksaray Üniversitesi Konferans salonunu dolduran yüzlerce üniversite öğrencisi ise Psikolog Aysun Hızlı Okur’un konferansını ilgiyle takip etti.
Konferansa Aksaray MHP İl Başkanı Mustafa Çölkesen, MHP Kadın Kolları Başkanı Nermin Fidan, Merkez İlçe Başkanı İrfan Çıtak, MHP’li Belediye Başkan Adayı Sefer Alkan, Aksaray Üniversitesi Rektör Yardımcısı Hacı Murat Yılmaz, Aksaray Ülkü Ocakları Başkanı Muhsin Arslan ile çok sayıda akademisyen, öğrenci ve davetliler katıldı.
Aksaray'da Toplum Ruh Sağlığı Merkezi Sanat Atölyesi Gibi
Aksaray’da yaşayan ağır kronik ruhsal rahatsızlığı bulunan hastaların düzenli takip, tedavi ve rehabilitasyonların yapıldığı, Devlet Hastanesi Toplum Ruh Sağlığı Merkezi (TRSM) sanat atölyesi gibi çalışıyor.
Aksaray'da yaşayan ağır kronik ruhsal rahatsızlığı bulunan hastaların düzenli takip, tedavi ve rehabilitasyonların yapıldığı, Devlet Hastanesi Toplum Ruh Sağlığı Merkezi (TRSM) sanat atölyesi gibi çalışıyor.
Hastaların düzenli olarak merkeze devam etmelerin sağlamak, tedavi ve ilaç kullanımlarının takip etmek üzere üretime yönlendiriliyor. TRSM'de hastalara Psiko eğitimlerin yanı sıra, sosyal beceri eğitimi, spor, resim, müzik, el sanatları, keçe tasarımı, ebru ve hat yapımı, boncuk, takı tasarımı, örgü ile oyuncak yapımı ve tiyatro eğitimi de verilerek, topluma kazandırılmaları adına örnek çalışmalar da yapılıyor.
Kaynak: Heberler.com
Aksaray'da Cinsel İstismar Konusunda Anneler Uyarıldı
IHA
Aksaray’da cinsel istismarların önüne geçmek amacıyla Halk Sağlığı Müdürlüğü tarafından annelere yönelik eğitim semineri düzenlendi.
Kur’an kursu ve okullarda verilen eğitim seminerinde çocuğun davranış bozukluğu ele alındı. Çocukla konuşurken anne-baba birlikte konuşabileceğini fakat birinin daha aktif olması gerektiğini belirten Halk Sağlığı Müdürlüğü Psikolog Sümeyra Yıldırım, “Konuşma yaparken 3 konunun üzerinde durun; 1. hiç kimsenin senin özel yerlerine dokunmaya hakkı yoktur. 2. hiç kimsenin seni kendi özel yerlerine dokundurtmaya hakkı yoktur. 3. birisinin senden özel yerlerine dokunmanı istemesi ya da seninkilere dokunması, saklayacağın bir sır değildir. ’Her sır saklanmaz bu bize söylemen gereken bir konu. Biri bu tür davranışlarda bulunmak isterse, iç çamaşırının örttüğü özel bölgelere dokunmak isterse, bunu yapamazsın, hayır demelisin’ gibi konuşmalar yapabilirsiniz. Tanıdık bile olsa istemediği hiç kimseye kendini öptürmesin ve dokundurmasın. Kendi isteği dışındaki tüm dokunmalara ’Hayır’ demesini ve uzaklaşmasını öğretebilirsiniz. Lütfen bunları çocuğunuzla konuşurken sakin olun, çocuğu korkutmayın. Çocuğun oyun zamanlarında, başka konulardan konuşurken de ara ara tekrar ettirin” dedi.
"Çocuğunuzda gördüğünüz bu belirtilere dikkat"
Çocuğun davranış bozukluğuna dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Yıldırım, “Çocuğunuzda görürseniz mutlaka bir uzmandan destek almalısınız. Muayenede bir şey bulunmamasına rağmen cinsel organlarıyla ilgili kaşıntı, ağrı. Poposuna dokundurmama ve acıdığını söylemesi, nedensiz karın ağrıları, tuvalet eğitimine rağmen idrar tutamama, gece yatak ıslatmaları, yemek ve uykuyla ilgili normal olmayan daha önceden görülmeyen düzensizlikler, bebeksi davranmak, huysuzluk yapmak, saldırganlık, ani ve aşırı banyo yapma isteği, içe kapanma, okul başarısında düşüş, evden kaçma ve intihar düşüncesi, yaşına uygun olmayan cinsel konuşmalar. Bu belirtilerin bazıları başka sorunlardan da kaynaklanabilir. Bu nedenle rahat ve sakin davranın ve gerek duyduğunuzda hemen bir uzmandan destek alın. Çocukları cinsel istismardan korurken kreşe ya da okula gidiyorsa oradaki öğretmeninin gözlemlerine ve desteğine ihtiyacınız olacaktır” ifadesini kullandı.
kaynak: milliyet haber
Kur’an kursu ve okullarda verilen eğitim seminerinde çocuğun davranış bozukluğu ele alındı. Çocukla konuşurken anne-baba birlikte konuşabileceğini fakat birinin daha aktif olması gerektiğini belirten Halk Sağlığı Müdürlüğü Psikolog Sümeyra Yıldırım, “Konuşma yaparken 3 konunun üzerinde durun; 1. hiç kimsenin senin özel yerlerine dokunmaya hakkı yoktur. 2. hiç kimsenin seni kendi özel yerlerine dokundurtmaya hakkı yoktur. 3. birisinin senden özel yerlerine dokunmanı istemesi ya da seninkilere dokunması, saklayacağın bir sır değildir. ’Her sır saklanmaz bu bize söylemen gereken bir konu. Biri bu tür davranışlarda bulunmak isterse, iç çamaşırının örttüğü özel bölgelere dokunmak isterse, bunu yapamazsın, hayır demelisin’ gibi konuşmalar yapabilirsiniz. Tanıdık bile olsa istemediği hiç kimseye kendini öptürmesin ve dokundurmasın. Kendi isteği dışındaki tüm dokunmalara ’Hayır’ demesini ve uzaklaşmasını öğretebilirsiniz. Lütfen bunları çocuğunuzla konuşurken sakin olun, çocuğu korkutmayın. Çocuğun oyun zamanlarında, başka konulardan konuşurken de ara ara tekrar ettirin” dedi.
"Çocuğunuzda gördüğünüz bu belirtilere dikkat"
Çocuğun davranış bozukluğuna dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Yıldırım, “Çocuğunuzda görürseniz mutlaka bir uzmandan destek almalısınız. Muayenede bir şey bulunmamasına rağmen cinsel organlarıyla ilgili kaşıntı, ağrı. Poposuna dokundurmama ve acıdığını söylemesi, nedensiz karın ağrıları, tuvalet eğitimine rağmen idrar tutamama, gece yatak ıslatmaları, yemek ve uykuyla ilgili normal olmayan daha önceden görülmeyen düzensizlikler, bebeksi davranmak, huysuzluk yapmak, saldırganlık, ani ve aşırı banyo yapma isteği, içe kapanma, okul başarısında düşüş, evden kaçma ve intihar düşüncesi, yaşına uygun olmayan cinsel konuşmalar. Bu belirtilerin bazıları başka sorunlardan da kaynaklanabilir. Bu nedenle rahat ve sakin davranın ve gerek duyduğunuzda hemen bir uzmandan destek alın. Çocukları cinsel istismardan korurken kreşe ya da okula gidiyorsa oradaki öğretmeninin gözlemlerine ve desteğine ihtiyacınız olacaktır” ifadesini kullandı.
Psikolojik Dayanıklılık eğitimi
Aksaray’da gençlere ‘Psikolojik Dayanıklılık’ eğitimi verildi
11 Ekim 2018 Perşembe, İHA
Kaynak Habertürk
Aksaray'da Polise İntihar Semineri
Aksaray İl Emniyet Müdürlüğü Psikoloğu Burcu Berk ve Aksaray Devlet Hastanesi Krize Müdahale Merkezi Sorumlusu Psikolog Hasan İnce, dünya ve Türkiye’deki intihar olgusunun istatistiki sonuçları hakkında seminer verdi.
Aksaray Emniyet Müdürlüğünde görevli yönetici konumunda olan rütbeli personel ile polis memurlarına 3 gün süreyle verilen intihar olaylarının nedenleri, müdahale şekilleri, dünya ve Türkiye’deki intihar olgusunun istatistiki sonuçları hakkındaki eğitim seminerine 97 personele katıldı.
Seminerde intiharın tanımı, intihar girişimi, sosyolojik yönden intihara yaklaşım, genetik intihar yaklaşımı, intiharda risk faktörlerinin neler olduğu, intihar etme niyetinde olan kişilerin ortak özellikleri, intiharın belirtileri, intiharda bulunan kişilere yaklaşım yöntemleri anlatıldı. Katılımcılar ilgiyle semineri izleyerek, psikologlara sorular yöneltirken, başlarından geçen intihar olayları da paylaştılar. Seminer sonunda Aksaray İl Emniyet Müdürü Mustafa Şahin adına Müdür Yardımcıları Kemal Güney ve Ali Fuat Akdağ psikologlara teşekkür belgesi ve hizmet plaketi verdi . Kaynak : İHA
Seminerde intiharın tanımı, intihar girişimi, sosyolojik yönden intihara yaklaşım, genetik intihar yaklaşımı, intiharda risk faktörlerinin neler olduğu, intihar etme niyetinde olan kişilerin ortak özellikleri, intiharın belirtileri, intiharda bulunan kişilere yaklaşım yöntemleri anlatıldı. Katılımcılar ilgiyle semineri izleyerek, psikologlara sorular yöneltirken, başlarından geçen intihar olayları da paylaştılar. Seminer sonunda Aksaray İl Emniyet Müdürü Mustafa Şahin adına Müdür Yardımcıları Kemal Güney ve Ali Fuat Akdağ psikologlara teşekkür belgesi ve hizmet plaketi verdi . Kaynak : İHA
EDMR yöntemi ile panik atak ve stres tedavisi
Aksaray Eğitim ve Araştırma Hastanesinde, başta panik atak olmak üzere, bir çok psikolojik rahatsızlıkların EDMR (göz hareketleriyle duyarsızlaştırma ve yeniden işleme) yöntemi ile tedavisine başlandı.
Klinik Uzman Psikolog Harun Kılıç, EDMR terapisinin, başta panik atak olmak üzere travma sonrası ortaya çıkan bir çok psikolojik rahatsızlıkların giderilmesinde tedavi yöntemi olarak uygulandığını açıkladı.
Psikolog Kılıç; “Psikolojik problemler geçmiş yaşam deneyimlerimizle bağlantılıdır. Geçmişte yaşadığımız olumsuz öğrenmeler, olumsuz yaşantılar bugün ki psikolojik problemlerin ortaya çıkmasında rol oynamaktadır. İnsan olarak geçmişimizi değiştirme şansımız yoktur ancak geçmiş yaşantımızdan kaynakla olup, bizlerin üzerinde oluşan travmatik olumsuzlukları EDMR yöntemi ile ilaçsız olarak azaltabilir, ortadan kaldırabiliriz. Hastanemizin bu hizmetinden yararlanmak isteyen hastalarımız öncelikle Psikiyatri Uzmanlarına muayene olmaları gerekiyor. Muayene sonucu bu terapiye uygun olduğu düşünülen hastalarımıza, EDMR terapisi uyguluyoruz. Uygulama tek seansta sonuçlanacağı gibi 5-10 seans ta sürebiliyor. EMDR uygulaması ile hastaların iyileşme süreci kişilerin yaşadığı travmanın ağırlığına göre değişmektedir” dedi.
Psikolog Kılıç, EDMR yöntemi ile tedavi edilebilen hastalıkları da şu şekilde sıraladı:
“Panik atak ve depresyon başta olmak üzere, savaş gazileri, cinsel taciz, tecavüz, fiziksel şiddet, psikolojik şiddet, olumsuz çocukluk deneyimleri, doğal afetler, aşk acısı, aldatılma ve terk edilme, kaygı ve uzun süren yas bozuklukları, obsesif kompulsif, anksiyete, yükseklik korkusu, uçak korkusu, kapalı alan korkusu, sınav kaygısı, özgüven eksikliği, öfke kontrolü ve stres, yeme bozukluğu ve kilo kontrolü, beden algısı bozuklukları ile psikolojik kökenli migren gibi fiziksel rahatsızlıklar EDMR terapisi ile ilaçsız olarak tedavi edilebilmektedir”
EMDR Nedir?
Psikolog Kılıç, EDMR Terapi yöntemini de şu şekilde açıkladı. “EDMR açılımı kısaca göz hareketleriyle duyarsızlaştırma ve yeniden işlemedir. Olumsuz ya da travmatik bir olay yaşandığında, bu olaya bağlı oluşan olumsuz duygular, bilgi işleme sürecine müdahale etmekte ve bu işlemin yarıda kalmasına sebep olmaktadır. Böylece travmatik anının, hafızanın diğer kısımlarında tutulan iyileştirici diğer bilgilerle bağlantısı kopmuş olur. Yaşamış olduğumuz olay sonrası beynin sağ bölgesinde ortaya çıkan travmatik yaşantıyı, olumsuz bir anıyı veya olumsuz bilgiyi beyin işleyemez. Böylece beynin sağ bölgesinde işlevsel olmayan bir şekilde kalır, hapsolur ve hayatımızı olumsuz bir şekilde etkilemeye başlar. Beynin sağ bölgesinde depolanan bu bilgiyi işleyip beynin sol tarafına aktaran sisteme EDMR terapi sistemi diyoruz” dedi.
Kılıç; “Bu yöntemde terapist, hastanın gözlerini sağa sola hareket ettirerek beyninin her iki yarımküresini hafifçe uyarır ve bu şekilde danışanın kendisini rahatsız eden bellek ve duygulara yoğunlaşmasını sağlar. REM döneminde çözülemeyecek kadar kuvvetli olan hatta kabuslara neden olan yaşantıları terapi ortamına taşıyıp beynin tek başına işleyemediği bu olumsuz bilgiyi sistematik göz hareketleri ile çift yönlü uyarımla terapi seansında EMDR terapisti yardımıyla yeniden işlemektedir” dedi.
Psikiyatrist Dr. Şengül İLKAY
DR. ŞENGÜL İLKAY
AKSARAY ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİNDE HASTA KABULÜNE BAŞLADI
Aksaray Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi kadrosuna yeni psikiyatri uzmanı atındı.
Sağlık Bakanlığınca mecburi hizmet kurası sonucu, Aksaray Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesine atanan Uzm. Dr. Şengül İlkay, görevine başladı.
Son atama ile birlikte hastanede görev yapan erişkin Psikiyatrist sayısı 4’e yükseldi.
Bakırköy Mazhar Osman Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinde uzmanlığını tamamlayan Psikiyatri Uzmanı Dr. Şengül İlkay, İlk görev yeri olan Aksaray Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesinde hasta kabulüne başladı.
Editor: Sultanhani.gen.tr
06 Şubat 2018 - 13:07
Bağımlılıkla Mücadele Kurulu Toplantısı
Vali Ali Mantı: “Madde bağımlılığı ile mücadelede topyekûn mücadele etmeliyiz”
‘Bağımlılık Yapıcı Maddelerle Mücadele Kurulu Toplantısı yapıldı. Aksaray Valisi Ali Mantı başkanlığında Valilik toplantı salonunda gerçekleştirilen toplantıda, bağımlılık yapıcı madde ile mücadelede kurumların yaptıkları çalışmalar değerlendirildi.
Bağımlılık yapan maddelerle ilgili 3 ana başlıkta mücadele yapılmasının gerekliliğini vurgulayan Vali Ali Mantı; “Uyuşturucunun ticaretinin engellenmesi, zararlarını anlatılması için eğitim çalışmaları ve bir şeklide bu maddeleri kullanan kişilerin tedavi için bir an önce ikna ederek tedavilerini yapmak ve bununla ilgili gerekli imkânları sağlamak. Bunları sağlayarak mücadelede daha etkin olunabilir. Yeşilay ile gelecek nesilleri bilgilendirmeliyiz.’ dedi.
Bütün kurumların işbirliği ve koordinasyon içinde hareket etmesinin çok büyük önem arz ettiğini belirten Vali Ali Mantı: “Son yıllarda ülkemizin en büyük ve hızla artan baş belalarından birisi uyuşturucu. Hükümetimiz, Devletimiz uyuşturucu ile ilgili ciddi tedbirler aldı, almaya da devam ediyor. Uyuşturucu ile ilgili özellikle ciddi çalışan kurumlarımız var. Bir bireye bizzat dokunan felaketlerde sadece kurumların tedbir alması yetmiyor, insanları da bilinçlendirmek bu belalara yaklaşmama konusunda bilinçlendirmek gerekiyor. ” dedi.
Toplantıda İl Sağlık Müdürlüğü, uyuşturucu ve bağımlılık yapıcı maddelerle mücadelede yapılan çalışmalar hakkında sunum yaptı.
Kurum temsilcileri bağımlılık yapan maddeler ve mücadele yöntemleri ile ilgili görüşlerini aktarırken etkin mücadele için önleme faaliyetlerinin ortak çalışmalarla yapılmasının önemini belirttiler.
Toplantıya, Aksaray Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Yusuf Şahin, Vali Yardımcısı Hakkı Loğoğlu, İlçe Kaymakamları, İl Emniyet Müdürü Ali Karabağ, İl Jandarma Komutan Albay Fuat Anık, Belediye Başkan Yardımcısı Serdar Baydar, Cumhuriyet Savcısı Harun Ünlüsoy, kurul üyesi ve kurumlar ile sivil toplum kuruluşları temsilcileri katıldı.
13 Şubat 2019 Çarşamba
Kaynak: www.http://aksaray.gov.tr
Psikososyal Destek Derneği Kuruldu
Amaç; Aksaray halkının ruh sağlığı bütünlüğü konusunda destekleyici ve yönlendirici hizmetler vermek
Aksaray´da çeşitli kurumlarda görev yapan psikologlar, psikolojik rehber danışmanlar ve bir araya gelerek, Aksaray Psikososyal Destek Derneğini kurdu.
Dernek başkanlığına, Aksaray Eğitim ve Araştırma Hastanesi Uzman Klinik Psikologlarından Hasan İnce getirildi.
Dernek Başkanı İnce, Aksaray Psikososyal Destek Derneğinin kuruluş amacını ve hedeflerini açıkladı.
Psikolog İnce; Aksaray´da öğrencilerin ve vatandaşların faydalanmaları için psikoloji kitaplığı kuracaklarını. Psikoloji ve sosyal konularda alanında uzman kişilerce seminerler ve eğitimler düzenleyerek Aksaray halkına ruh sağlığı konusun destekleyici hizmetler vereceklerini söyledi.
Psikososyal Destek Derneğinin tüzüğünden ve ayrıntılarından bahseden Dernek Başkanı İnce; Amaçlarını, Aksaray halkının ruh sağlığı bütünlüğü konusunda destekleyici ve yönlendirici hizmetler vermek olarak açıkladı.
Dernek Başkanı İnce, derneğin kuruluşunda yardımcı olan ve destek veren tüm ekip arkadaşlarına teşekkür etti.
Kaynak : aksarayhaberci.com 9.3.2017
Aksaray’da "Psikososyal Destek Derneği" Kuruluyor
Aksaray’da "Psikososyal Destek Derneği" Kuruluyor
- Aksaray'da görev yapan psikiyatri uzmanları ve psikologlar 10 Mayıs Dünya Psikologlar Günü'nde bir araya geldi.
Dünya Psikologlar Günü nedeniyle bir araya gelen 22 psikolog ve 5 psikiyatri uzmanı, Aksaray'da kurulması planlanan Psikososyal Destek Derneği'nin tüzük ve kuruluş çalışmaları ile ilgili bilgiler de verdi. Aksaray Devlet Hastanesi psikologlarından Hasan İnce, Aksaray'da Devlet Hastanesi başta olmak üzere çeşitli kurumlarda görev yapan 22 psikolog ile yine Aksaray Devlet Hastanesi’nde görev yapan 5 psikiyatri uzmanı bulunduğunu belirterek, “10 Mayıs Dünya Psikologlar Günü nedeniyle bir araya geldiğimiz kutlama etkinliğimizde Aksaray'da kurmayı planladığımız Psikososyal Destek Derneği’nin ayrıntılarını konuştuk. Önümüzdeki günlerde derneğimizi resmen kuracağız. Amacımız psikologları bir çatı altında toplamak ve Aksaray halkına ruh sağlığı konusunda da yardımcı olmaktır. Toplumsal olarak ruh sağlığımız bozulmuştur. Aksaray ve bölgesinde intiharlar ve intihar girişimleri çok artmıştır. Bu artış oldukça düşündürücü, ürkütücü, bir o kadar da üzücüdür. Biz psikologlar, intihar olayları konusunda üzerimize düşen görevleri yapmaya, intihar girişimde bulunan insanlara her zaman yardımcı olmaya hazırız. Dernekleşmekteki temel amacımız da bu türden üzücü olayların önüne geçmek, ruh sağlımız konusunda toplumsal destek vermektir” dedi.
KEKEMELİK KADER DEĞİLDİR'
22 Ekim bütün dünyada kekemelik günü nedeniyle kekemeliğe dikkat çekme ve farkındalık oluşturmak üzere Aksaray Eğitim ve Araştırma Hastanesi Psikologlarından Harun Kılıç, toplumu ve aileleri bilgilendirmek üzere bir açıklama yaptı...
Ülkemizde her 20 kişiden, birinin kekemelik sorunu yaşadığını belirten Kılıç, kekemeliğin yetişkinlere göre çocuklarda daha fazla görüldüğünü, bu nedenle yaşadığımız toplumda kekeme insanların yanlış anlama ve önyargılı davranışları yüzünden sosyal ve iş hayatında çeşitli zorluklarla karşı karşıya kaldıklarını, kendilerine olan güvenlerini kaybederek, dışlanma, başarısızlık kaygısına, değersizlik hissine ve depresyona girdiklerini ifade etti.
Kekemeliğin ülkemizde yeterince tanınmadığını vurgulayan Psikolog Kılıç; “Kekemelik utanılacak ya da çekinilecek bir durum değildir. Sadece yanlış nefes alma alışkanlığıdır. Doğru bir program ile kekemelik kontrol altına alınabilir” dedi.
"Kekeleyen çocuğu sabırla dinleyin"
Psikolog Harun Kılıç; “Ailelerin, kekemeliğin kendiliğinden geçmesini beklemeleri doğru değildir. Kekemelik kendisi bir sorun olmanın ötesinde, yeni sorunlara da sebep olabildiği için, anne-babaların en kısa zamanda bir uzmandan yardım almaları gerekir. Aileler gittikleri uzmandan, yalnız kekemeliğin tedavisi için değil, kekeme çocuğa karşı tutumlar ve kekemeliğe bağlı gelişebilecek yeni sorunların önlenmesi için yapılması gerekenlerle ilgili de yardım almalıdırlar”
Psikolojik kökenli kekemeliklerinin bir kısmının geçici olduğunu bir kısmının da ergenlik dönemine kadar devam ettiğine söyleyen Psikolog Harun Kılıç, kekemeliğin Psikolojik ve fizyolojik ya da kalıtımsal nedenlerden kaynaklanmaktadır dedi.
Kılıç; “Kekemelik fizyolojik olarak solunum bozukluğu ve nefesi doğru kullanamamadan kaynaklanır, psikolojik olarak da, ailevi nedenler, şiddet ve korku, baskı ve stres altında olmak, travma durumu ile titiz ve kontrolcü bir çevrede yetişmekte etkiler. Kalıtımsal olarak da, anne, baba ya da yakın akrabalardan birinin kekeme olması da, çocuğun kekemelik nedenlerinden biridir.Kekemelik, kişilerde özgüven eksikliği, başarısızlık kaygısı, korku ve içe kapanma, değersizlik hissi ve dışlanma ile depresyona yol açar” dedi.
Psikolog Harun Kılıç, Kekeme çocuğu bulunan ebeveynleri de uyararak; “Çocuk kekeliyor diye ona ceza vermek veya cezayla tehdit etmek, onun sözünü tamamlamak, onun ne düşüneceğini tahmin edip önceden söylemek, onun yerine cevap vermek, konuşmayla ilgili sinirli ve sabırsız davranış göstermek, onun derin bir nefes alarak konuşmayı tekrar etmesini söylemek doğru bir davranış değildir. Aksine çocuğunuz konuşurken sabırlı olun ve tüm dikkatinizle onu dinleyin, onunla konuşmaktan zevk altığınızı ona hissettirin ve onun ne söylediğiyle ilgilendiğinizi ve değer verdiğinizi gösterin” dedi.
Ülkemizde her 20 kişiden, birinin kekemelik sorunu yaşadığını belirten Kılıç, kekemeliğin yetişkinlere göre çocuklarda daha fazla görüldüğünü, bu nedenle yaşadığımız toplumda kekeme insanların yanlış anlama ve önyargılı davranışları yüzünden sosyal ve iş hayatında çeşitli zorluklarla karşı karşıya kaldıklarını, kendilerine olan güvenlerini kaybederek, dışlanma, başarısızlık kaygısına, değersizlik hissine ve depresyona girdiklerini ifade etti.
Kekemeliğin ülkemizde yeterince tanınmadığını vurgulayan Psikolog Kılıç; “Kekemelik utanılacak ya da çekinilecek bir durum değildir. Sadece yanlış nefes alma alışkanlığıdır. Doğru bir program ile kekemelik kontrol altına alınabilir” dedi.
"Kekeleyen çocuğu sabırla dinleyin"
Psikolog Harun Kılıç; “Ailelerin, kekemeliğin kendiliğinden geçmesini beklemeleri doğru değildir. Kekemelik kendisi bir sorun olmanın ötesinde, yeni sorunlara da sebep olabildiği için, anne-babaların en kısa zamanda bir uzmandan yardım almaları gerekir. Aileler gittikleri uzmandan, yalnız kekemeliğin tedavisi için değil, kekeme çocuğa karşı tutumlar ve kekemeliğe bağlı gelişebilecek yeni sorunların önlenmesi için yapılması gerekenlerle ilgili de yardım almalıdırlar”
Psikolojik kökenli kekemeliklerinin bir kısmının geçici olduğunu bir kısmının da ergenlik dönemine kadar devam ettiğine söyleyen Psikolog Harun Kılıç, kekemeliğin Psikolojik ve fizyolojik ya da kalıtımsal nedenlerden kaynaklanmaktadır dedi.
Kılıç; “Kekemelik fizyolojik olarak solunum bozukluğu ve nefesi doğru kullanamamadan kaynaklanır, psikolojik olarak da, ailevi nedenler, şiddet ve korku, baskı ve stres altında olmak, travma durumu ile titiz ve kontrolcü bir çevrede yetişmekte etkiler. Kalıtımsal olarak da, anne, baba ya da yakın akrabalardan birinin kekeme olması da, çocuğun kekemelik nedenlerinden biridir.Kekemelik, kişilerde özgüven eksikliği, başarısızlık kaygısı, korku ve içe kapanma, değersizlik hissi ve dışlanma ile depresyona yol açar” dedi.
Psikolog Harun Kılıç, Kekeme çocuğu bulunan ebeveynleri de uyararak; “Çocuk kekeliyor diye ona ceza vermek veya cezayla tehdit etmek, onun sözünü tamamlamak, onun ne düşüneceğini tahmin edip önceden söylemek, onun yerine cevap vermek, konuşmayla ilgili sinirli ve sabırsız davranış göstermek, onun derin bir nefes alarak konuşmayı tekrar etmesini söylemek doğru bir davranış değildir. Aksine çocuğunuz konuşurken sabırlı olun ve tüm dikkatinizle onu dinleyin, onunla konuşmaktan zevk altığınızı ona hissettirin ve onun ne söylediğiyle ilgilendiğinizi ve değer verdiğinizi gösterin” dedi.
Editor: Sultanhani.gen.tr
21 Ekim 2017 - 16:26
Editor: Sultanhani.gen.tr
21 Ekim 2017 - 16:26
